Duyu Bütünleme Terapisi
Duyu bütünleme terapisi 1960’lı yıllarda Amerikalı doktor J.Ayres tarafından geliştirilmiş bir terapi yöntemidir. Duyu bütünleme vücudumuz ve çevremizden gelen duyuları organize eden ve çevreyle olan etkileşimimizde vücudumuzu etkili bir şekilde kullanmamızı sağlayan nörolojik bir işlemdir. Bu nörolojik işlem yapılırken merkezi sinir sisteminin öğrenme kapasitesi yani plastisteyi göz önünde bulundurmak gerekir. Anlamlı duyu motor aktivite plastistenin önemli bir yol göstericisidir.
Merkezi sinir sisteminin işlevini yerine getirememesi durumunda; öğrenme güçlüğü, duygu davranış bozuklukları, bilişsel uyanıklık seviyesinin azalması gibi bireyin günlük yaşam aktivitesini etkileyen durumlar ile karşılaşırız.
Duyu Bütünleme Terapisinin Gelişim Süreci
Öğrenme süreci bebek henüz anne karnındayken, duyu bütünleme sayesinde başlar ve doğumdan sonraki süreçte, duyusal gelişimle birlikte merkezi sinir sistemi beslenerek gelişimine devam eder.
Annesinin karnındaki bebek, öncelikle annesinin hareketleriyle birlikte hareket ederken iç kulağındaki denge kristalleri de bu salınıma eşlik eder ve vestibuler (hareket) sistemi stimule olur. Elleri ya da vücudu çeşitli yerlere değerken derisinden gelen stimulasyonlar sayesinde taktil (dokunma) duyusu gelişir ve annesiyle ilk iletişimi kurmaya başlar. İşitsel sistemini çevreden gelen sesleri duyarak geliştirmeye veya benzer şekilde parmağını emerek oral-motor ve tat alma sistemi gelişirken, proprioseptif ve görsel duyularını da kullanır.
Doğumdan sonra bebek için çok daha heyecan verici ve karmaşık bir öğrenme süreci başlar. Uyaranların hepsinin dozu giderek artmaktadır ve değişen bu yeni duruma vücudunun adapte olması gerekmektedir. Sinir sistemi bu dönemde nörolojik düzeyde hızla gelişir. Göz teması, mutluluğu ifade etme, sesin yönüne bakma, yakınlarını tanıma ve tepki verme, seslere ses çıkararak karşılık verme gibi sosyal alanlarda ve nesne takip etme, düştüğü yere bakma, oyuncak tutup sallama, başını tutma alanlarında öğrenme süreci hızla devam eder.
Yaklaşık 6 ay süren bu aşamayı artık daha gelişmiş motor aktiviteler (dönme, oturma, sürünme gibi motor planlama ve vücudun 2 tarafının kullanımı aktiviteleri) ya da sosyal ve psikolojik farkındalıklar takip eder.
Duyu Sistemi ve Önemi
-Vestibüler Duyu
İç kulakta yer alan vestibüler duyu denge, göz hareketleri, kas tonusu, postural cevaplar ve dikkati etkileyen, vücudun organizasyonunu sağlayan bir duyu sistemidir. ( vestibüler sistem hassiyeti olan çocuklarda , oturma, emekleme, yürüme gibi motor gelişim basamaklarında gecikme görülür, aşırı temkinli hareket ederler. Günlük yaşamda yer çekimine karşı güvensiz ve savunmacı davranışlar geliştirir.)
-Proprioseptif Duyu
Kas ve eklemlerden gelen bilgiler sayesinde vücudun pozisyonunu algılamasını sağlayan doğru hareketin açığa çıkmasını destekleyen, vücut farkındalığından sorumlu duyu sistemidir. ( proprioseptif sistem hassasiyeti olan çocuklarda vücut ve çevre farkındalığı yetersiz olur ,pozisyon değişikliklerine uyum sağlayamazlar.)
-Taktil Duyu
Deriden gelen uyarıları entegre eder ,El kavraması ,vücut farkındalığı ,sosyal beceriler ,motor planlama ,ince motor becerilerinin gelişiminde önemlidir. dokunduğumuz nesnenin şeklini, büyüklüğünü , dokusunu ve ısısını hissetmemizi sağlar. ( Dokunmaya az tepki gösteren çocuklar sevgi dolu bir kucaklamayı zorlukla hisseder, aynı zamanda ağrıyı da çok fazla hissetmezler. Hassasiyeti olan çocuklarsa en ufak bir dokunmayı bile acı olarak hissederler )
-Görme Duyusu
Göz hareketleri ve beynin birbiri ile organize çalışmasını sağlayan uyarıları alır. bizim görsel becerilerimiz görme yeteneğimize bağlıdır ve bu da gözlerimizi uygun bir şekilde kontrol edebilmeyi ve göz kaslarımızı verimli bir şekilde kullanabilmeyi gerektirir. ( Göz baş boyun organizasyon yetersizliği olan çocuklarda okuma problemleri ortaya çıkar. parlak renklere ve ışığa toleransı olmayabilir, aşırı tepki gösterebilirler. )
-İşitme duyusu
İşitme duyma işlevinin gerçekleşmesidir. Bazı insanların işitme mekanizmalarında problemler ortaya çıkar, çok iyi duyamayabilirler. Bu işlevin uygun bir şekilde gerçekleşmesi çevremizle iletişime geçmemizde çok önem taşır. Bazı insanlar seslere karşı çok hassastır.( sese hassasiyeti olan çocuklar için elektrikli süpürge,robot vb. durumlar rahatsızlık vericidir.)
-Tat Duyusu
Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı ,acı, ekşi ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamızı sağlar.
- Koku Duyusu
Hoşa giden bir koku bize huzur, mutluluk verirken , duman gibi bir koku hoş olmayan , rahatsız edici bir duygu uyandırır .
Duyu Bütünleme Terapisinin Amaçları ?
Bu sistemlerden herhangi birinde bir problem olduğunda duyusal sistem etkilenir ve çocukta algı problemi, konuşma bozukluğu, davranış problemleri , hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, koordinasyon bozukluğu, yeme problemleri gibi sorunlar ortaya çıkar. Duyu bütünleme terapisi sayesinde bu problemler ortadan kaldırılabilir.
Eğer çocuğunuzda aşağıdaki durumlardan bir ya da bir kaçı varsa duyu bütünleme bozukluğu açısından değerlendirilmesi gerekir.
Sağlıklı çocuklarda var olan zihinsel kapasiteyi artırmak, algı kapasitesini ,dikkat süresini artırmak, çocuğun daha sosyal bir çocuk olmasını sağlamak amacıyla da duyu bütünleme terapisi uygulanmaktadır.
Duyu Bütünleme Terapisinin Uygulanması
Duyu bütünleme terapisi; hamak, salıncak gibi terapatik ekipmanların uygun bir ortamda çocuğun aktif katılımı sağlanarak oyun şeklinde çocuğa sunulduğu bir terapi yöntemidir. Sadece bu işin eğitimini almış fizyoterapistler ve ergoterapistler tarafından yapılabilir.
Terapi seanslarının başında çocuk değerlendirilir ve hangi alanlarda ne şekilde sorun yaşadığı tespit edilir. Çocuğun problem yaşadığı alanlardaki bozukluğun davranışlarına ne şekilde yansıdığı gözlemlenir ve uygun terapi programı çizilir.